1- Doymuş Akış:
Doymuş toprakta gözeneklerin tamamı olmasa bile büyük çoğunluğu su ile  doludur. Bu durum taban suyu bölge sinde ve bazen ağır yağmurlardan ve  sulamalardan sonra meydana gelebilir. Doymuş akışla da su yerçekiminin  etkisiyle dikey olarak aşağıya veya eğiminin olduğu tarafa doğru olur ve  tek yönlü bir akıştır. Bu hareket ancak tarla kapasitesine ulaşıncaya  kadar devam eder. Tarla kapasitesinden sonra doymuş akış durur.
2- Doymamış Akış :
Toprak genellikle doymuş halde bulunmaz. Ama bu durumda da toprak  içerisinde bulunan su da bir akış yani hareket söz konusudur. Toprak  bitki su ilişkileri genellikle doymamış toprak şartlarında oluşmaktadır.
Biz bu ayrımı yaparken sanki bu akışların birbirinden bağımsızmış gibi  bir durumun ortaya çıktığını farkediyoruz. Oysa toprakta suyun hareketi  girifttir. Yani aynı anda hem doymuş akış hem de doymamış akış meydana  gelebilir. Bir toprak katmanında dikey aşağıya doğru doymuş akış  gerçekleşirken suya ihtiyaç olan yan bölgelerde veya komşu katmanlarda  kapillar hareket neticesinde doymamış akışlar meydana gelebilir ki  genellikle öyle olur. Bu anlamda toprak yüzeyinden itibaren suyun  hareketini inceleyelim.
3- İnfiltrasyon :
Yağmur ve sulama sularının toprak yüzeyinden, toprak içine girişi  infiltrasyon" , suyun toprak içinde aşağılara doğru hareketine  "perkolasyon" olarak adlandırılır.
Toprak yüzeyinde bulunan suyun toprağa girişi ve profil boyunca  aşağılara doğru hareketi iki kuvvetin etkisinde olmaktadır. Bu kuvvetler  yer çekimi ve kapillar kuvvetlerdir. Suyun yüzeyden derinlere doğru  hareketi sırasında büyük gözenekler yerçekiminin etkisiyle küçük  gözenekler ise kapillarite yoluyla dolarlar. Toprakta suyun hareketli  danelerin küçüklüğü oranında yavaşlar. Bu nedenle ince tekstürlü  toprakların su tutma kapasiteleri çok yüksek olduğu halde iletim  kapasiteleri oldukça düşüktür. Çok fazla killi topraklarda su hareketi  pratik olarak yok kabul edilir. Bu gibi topraklarda granülasyon, organik  madde ilavesi veya diğer yollarla sağlanmadıkça drenaj yavaş ve etkisiz  olur. Kaba bünyeli toprakların ise gözeneklerinin geniş olmasından  dolayı geçirgenlikleri yüksektir.
Bu arada kapillar hareketi görelim ve infiltrasyona devam edelim.
Çapları çok küçük olan borulara kapillar boru denir. Sıvıların borular  içerisinde yükselmesi veya alçalması ve bulunduğu seviyede dengede  tutulmasına kapillarite denir.
Kapillarite sıvıların yüzey gerilimi ile sıvı-katı ayrım düzeyinde  ortaya çıkar. Temas açısında çekim kuvveti (adhezyon) ortaya çıkar ve bu  kuvvet sıvı molekülleri arasındaki çekim kuvvetinden (kohezyon) daha  fazla ise sıvı katı yüzey tarafından çekilir ve sıvı boruda yükselir.
Kaydol:
Yorumlar (Atom)





